SON ZAMANLARDA ARTAN KIZAMIK VAKALARI

Daha çok çocukluk çağında görülen kızamık hastalığının koronavirüs’e göre 5-6 kat daha bulaşıcı olduğu tespit edildi. Son dönemde Türkiye’de salgın haline dönüşen ve pek çok vakanın duyurulduğu kızamık için alınabilecek önlemler olsa da aşı sayesinde korunulabilen bir hastalık olduğunu söyleyen uzmanlar aşılı olunmadığında özellikle gebelere ve bağışıklığı düşük kişilere kolayca bulaşabileceğini de duyurdular.

TÜRKİYE’DE KIZAMIK ARTIŞI

Türkiye’de kızamık olgu sayıları 2007-2010 yılları arasında 10’u geçmemiş, ancak 2011 yılından itibaren vaka sayılarında ciddi artışlar görülmeye başlanmış ve salgın oluşmuştur. Haziran 2012’den sonra ülkemizde de yurt dışından gelen importe vakalar ve bu vakalarda ilişkili vakalar görülmüştür.

ARTAN KIZAMIK VAKALARI’NDA ‘GÖÇMEN’ ETKİSİ

Türkiye’ye Suriye’de 2011 yılında başlayan iç çatışmalardan sonra hızlı bir şekilde mülteci girişi olmuştur. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi’nin 27 Kasım 2019 itibariyle paylaştığı ve yıllara göre ülkemizde geçici koruma altında bulunan kişi sayısı yıllar içinde katlanarak şuan yaklaşık 4 milyon 990 bin 663 rakamını bulmuştur. Haliyle bu nüfusu ülke içinde belli bölgeler yoğun olmak üzere tüm ülkeye yayılmış bulunmaktadır. Bu da insanların sağlık ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğinin, başta da anne çocuk sağlığı ve bulaşıcı hastalıkların kontrolünün önemini akla getirmektedir.

KIZAMIK VAKALARININ ARTMASI SALGIN OLARAK NİTELENEBİLİR Mİ?

Sağlık Bakanlığı tarafından Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bildirilen resmî verilere göre, Türkiye’de 2023’ün ilk 4 ayında 1.440 kızamık vakası görüldü. BBC Türkçe’ye konuşan TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, geçen sene bu sayının 126 olduğunu söylüyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türkiye’de hızla artan kızamık vakalarına karşı uyarıyor ve aşı çağrısı yapıyor. TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Dr. Esin Şenol, kızamık ön tanısıyla incelenen olgularda, 1 yaş altında vakaların neredeyse tümünün, 1-4 yaş arası vakaların ise yarıdan fazlasının aşısız olduğunu söyledi. DSÖ Avrupa Bölgesi Kızamık ve Kızamıkçık Raporu’na göre Türkiye, Rusya ve Tacikistan’dan sonra en fazla kızamık vakasının görüldüğü ülke konumunda.

İLK DÖRT AYDA 242 KİŞİ HASTANEYE YATTI

Kızamık olan bir kişi, yakın temasta olduğu 10 aşısız kişiden 9’una kızamık bulaştırabiliyor. Ölümcül olan ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açan kızamık, özellikle aşısız çocukları hedef alıyor. Havada veya enfekte yüzeylerde iki saate kadar aktif ve bulaşıcı kalan kızamık virüsü; eksik aşılı ve aşısız, hatta aşılı kişilere dahi bulaşabilecek güçte bir virüs. Resmi rakamlara göre, bu yılın ilk 4 aylık döneminde 242 kişi kızamık sebebiyle hastaneye yattı. En fazla 1-9 yaş arasındaki çocukların hastaneye yattığı görüldü. Türkiye’de kızamık aşısının ilk dozu 1. Yaşta, ikinci dozu ise 4. Yaşta yapılıyor. Dr. Kırımlı 1 yaşından küçüklerin, 1-4 yaş arası tez doz aşı olmuş ve dolayısıyla tam koruma sağlanmamış çocukların ve 4 yaşın üzerindeki aşısız çocukların risk altında olduğunu söylüyor. Ayrıca kızamık sebebiyle hastaneye yatanlar arasında aşısız ya da bağışıklık sistemi baskılanmış yetişkinlerin de olduğunu kaydediyor.

ÖLÜMLÜ VAKA VAR MI?

İstanbul Tabip Odası, bir hafta önce İstanbul’da iki çocuğun kızamık sebebiyle hayatını kaybettiğini açıkladı. Dün Twitter hesabından açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise kızamığa bağlı hiçbir ölümün gerçekleşmediğini söyledi. BBC Türkçe’ye konuşan hekimlere göre, ilk dört ayda 1.440 resmî vaka görülen bir yerde, henüz hiç ölüm gerçekleşmemesi bilimselliğe aykırı. Kırımlı, “Her bin kızamık hastasının 6’sı hayatını kaybediyor. Bakanlığın henüz ölüm olmadığını söylemesi hem virüsle ilgili bilinenlere hem de sahadan yapılan bildirimlere aykırı” diyor. Varol’a göre bilimsel veriler 1.440 vakadan en az 8’inin hayatını kaybettiğini gösteriyor: “Normal şartlarda tüm yaş grupları için kızamık hastalığından ölüm sıklığı binde 6 dolayındadır. Yani, kızamık söz konusu olduğunda bin vakadan 6’sı maalesef ölümle sonuçlanıyor.”. “İlk dört ayda 1.440 vaka olduğuna göre ülkede şu ana dek kızamıktan en az 8 kişinin öldüğünü söylemek bilime dayalıdır. Ya da birileri öldü ve biz bilmiyoruz ki bu daha da kötü bir şey.”

BU BİR SALGINDIR

Türkiye, etkili bir bağışıklama programı ile kızamık hastalığını dünya standartlarında “eliminasyon” aşamasına kadar getirmeyi başarmıştı. Başka bir deyişle Türkiye yerli kızamık vakası görülmeyen, vahşi virüs dolaşımının çok az olduğu ve toplum bağışıklığını sağlayabilmiş ülkeler arasındaydı. TTB’nin verdiği bilgiye göre, 2007-2010 yılları arasında kızamık olgu sayısı 10’u geçmiyordu fakat Aralık 2010’dan itibaren bu sayı giderek arttı. Sağlık Bakanı Koca, esasen kızamığın Türkiye’de tamamen kontrol alındığını söyleyerek, “Ancak, son yıllarda birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yurt dışından gelen vakalara bağlı olarak kızamık vakalarında bir artış olduğu gerçektir” dedi. Varol’a göre ise kızamık vakalarındaki artış bilimsel olarak “salgın” niteliği taşıyor: “Statümüz kızamığın yaygın görüldüğü bir ülkeden, elimine edildiği bir ülkeye doğru gitmişti ama şu an sayılarımız ortada.” “Maalesef milyarda 1 vakadan daha fazla vaka görüldüğü ve bu vakaların her birinde epidemiyolojik bağlantı kurulduğu için, mevcut duruma salgın diyoruz.”. “Salgın almış başını gidiyor, kavram karmaşalarına hiç gerek yok. Bilimin ışığında, hemen hızla müdahale edilmesi gerekiyor.” “Ölüm oranı %10’a kadar çıkabilir” Kızamık normal şartlarda binde 6 civarında ölümle sonuçlanıyor. Fakat Varol, anormal şartlarda ölüm oranının %10’lara kadar çıkabildiğini söylüyor: “Normal şartlarda kızamık ölümü binde 6’lar dolayında; ama kötü yaşam koşullarında, olağandışı durumlarda, toplu yaşanılan yerlerde, örneğin deprem gibi malnütrisyonun (beslenme bozukluğu) olduğu durumlarda, bu sayı maalesef %10’lara kadar çıkabiliyor.”. “Biz yıllarca bebeklerimiz, çocuklarımız, yurttaşlarımız, aşıyla korunabilen hastalıklardan ölmesin diye çaba gösterdik. Kızamığın şakası yok. Hızla önlem alınması gerekiyor.”

VAKALARIN DAĞILIMI NASIL?

Sağlık Bakanlığı, vakaların hangi bölgelerde görüldüğüne dair herhangi bir açıklama yapmadı. Kızamığa karşı toplum bağışıklığının sağlanabilmesi için, toplumun %95’inden fazlasının aşılanması gerekiyor. TTB kızamık raporunda, kızamık salgınıyla ilgili tüm verilerin şeffaf bir biçimde kamuoyu ve bilimsel çevrelerle paylaşılması gerektiğini savunuyor: “Sağlık Bakanlığı’nın DSÖ’ye bildirdiği veriler, 2021’de ülkenin yarısında kızamık aşısı tamamlanmış çocuk oranının yüzde 95’e ulaşamadığına, 2023’de ise 34 bölgeye ayrılarak paylaşılan verilerde iki doz aşıyı tamamlamış tek bir bölgenin dahi olmadığına işaret etmektedir.” “Yüzde 95 kızamık aşılı oranına erişemeyen her mahalle, ilçe, il, bölgenin salgın tehdidi altında olduğunu hatırlatıyoruz. Sağlık Bakanlığı bu aşı oranını yakalayamamıştır.” Kırımlı ise, “Biz vakaların İstanbul’da yoğun olduğunu biliyoruz ama başka nerede var? Bakanlık bu bilgiyi verse, belki de sadece bir bölgenin yoğun bir aşılamaya ihtiyacı var” diyor.

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın