BAROK SANATI

Barok, ilk olarak Furetiere’in 1960 tarihinde yayımladığı sözlükte geçen bu terim karşılığında “kuyumculukta tam yuvarlak olmayan, yassı ve yumru inciler için kullanılır.” denilmektedir. Bu terimin, düzgün olmayan, yassı ve yumru incileri belirtmek için kullanılan Portekizce “BARROCO” kelimesinden geldiği kesin olarak kabul edildi. Barroco’ nün İspanyolca karşılığı olan “barrueco” kelimesi, 16.yy sonlarına doğru kuyumculukta kullanılmaya başlanmış, ama sonraları bu terimin anlamı daha genişlemiştir. Nitekim Fransız Akademisi Sözlüğü’nün 1740 tarihli basımında şu açıklama yer alıyor: ” Barok, düzgün olmayan ve yuvarlak olmayan inci kolyelere denir. Ama barok, mecazi olarak garip, gülünç, tutarsız anlamına da gelir. Barok bir düşünce,barok bir figür v.b. gibi.”

BAROK’UN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Gerçekte 17.yyda İtalya’da güçlenen ve büyük eserler veren Barok, insanın kendi doğasıyla doğa arasındaki ilişkilerin değiştiğini gösteren bir durumdur; ve Eugenio D’ örs’ un dediği gibi,” Klasik ve Barok, her iki sanat da değerce birbirine denktir. Bir sadelik ve akıl üslubu bir de müzik ve bolluk üslûbu vardır.”.

TARİH AÇISINDAN BAROK:

Fransa’da Emile Male, Almanya’da Werner Weisbach gibi sanat tarihçileri, Barok sanatı esnasında Reform’a karşı girişilen katolik hareketinin bir sonucu olarak görmüşlerdir. Onlara göre bu hareket aynı zamanda Rönesans’ a da karşıdır. Bu İtalya’nın Trento şehrinde 1545-1563 tarihleri arasında sık sık ve sürekli olarak toplanan Dini Meclis’in eseridir. Barok sanatın kurallarını, yayılma metotlarını saptayan bu kuruldur.

BİÇİMLERİN TANIMI:

Barok sanat anlayışının yalnız kilise gibi dinsel eserlerde değil, saray gibi sivil yapılarda ya da konularını mitolojiden almış resim ve heykellerde bile kendini gösterdiği düşünülürse, Trento Meclisi kararlarını kutsal kitaplardan alan resimlerde çıplaklığın yasaklanması, diniçi ve dindışı sanatın ayrılması gibi önemsiz noktalarla sonuçlandığı anlaşılır. Gerçek, sanat tarihi anlayışındadır. Bu anlayış ise, sanat tarihini biçimlerin tarihi olarak gören anlayıştır. Bu bakımdan, Gotik sanatı skolastik felsefe ile açıklamak nasıl mümkün değilse, Barok sanatı da Reform’ a karşı çıkışla açıklamak öylece mümkün değildir.

İTALYA’DA BAROK SANATI

Barok sanatı 1500 ve 1600’lü yılların sanat akımıdır. İlk olarak İtalya’da doğan bu üslup daha sonra, İspanya, Avusturya, Polonya ve Güney Almanya’da uygulanmıştır. Barok her şeyin ötesinde çağın dini tansiyonunu yansıtmaktadır- özellikle Katolik kilisesinin dönemde yükselen Protestanlık hareketine karşı kendi ağırlığını yeniden ortaya koymak amacını taşır. Bu nedenle bu dönem eş anlamlı bir şekilde Katolik Karşı-Reform Sanatı olarak da anılmaktadır. Kilise, Protestan hareketine karşı ayakta kalabilmek için güçlü bir tarza ihtiyaç duymaktadır ve bu tam da Barok sanatına karşılık gelir; güçlü, dramatik, kuvvetli,bazen korkutucu ve insanı tamamen içine çeken.

Barok dönemindeki öne çıkan sanatçılardan Gian Lorenzo Bernini, tıpkı Michelangelo gibi sıklıkla papalık adına Roma’da çalışmalarını sürdürmüştür.

pluto and Proserpina.

Guido Reni:

1616-1680“Aziz Petrus‟un Çarmıha Gerilmesi”nde görülebileceği gibi, Caravaggio’nun güçlü doğalcılık ve dramatik aydınlatma tarzının etkisinde kalmıştır. Erken İtalyan Barok Resminin klasik idealizminin savunucusu Reni’nin cilalı stilinin çağdaşlarına etkisi büyüktür ve bu yönüyle çok sayıda öğrenci ve takipçiyi cezbetmiştir. Reni Caravaggio’dan yoğun biçimde esinlenmiştir.

Musa’nın kanun tabletlerini kırması 1624-25.

Luca Giordano:

1634-1705Giordano, 17. yüzyılda Napolitan sanatçılarının önde gelen isimlerindendi. Eserlerini tasarlama ve gerçekleştirme konusundaki hızının yanı sıra, çok yönlü bir beceriye sahip oluşu, diğer ressamların eserlerini gerçekçi biçimde kopyalayabilmesini sağladı. Bu özellikleri sebebiyle Şimşek (Fulmine) ve Proteus lakaplarıyla da anılmaya başladı. Çalışmaları 18. yüzyılda İtalyan sanatının gelişimini etkilemiştir. Sanatı özellikle Caravaggio olmak üzere Napolyon sanatından etkilenmişti.Tarzı dinin ve mitolojik öznelerin dram ve acıma duygularını yansıtma konusunda oldukça başarılıdır, Apotheosis of the Medici, Florence gibi. Giordano’nun Napoli’nin yanında Roma, Venedik, Floransa, ve Madrid gibi birçok şehirde aktif bir sanat hayatı olmuştur.

Medicilerin Olimpos Dağı’nın Bulutlarındaki Zaferi, 1684,1686

Pietro da Cortona:

1596-166917. yüzyılın en büyük ustalarından biri de Cortona’ydı, hatta ismi kendisinden sonra yaşadığı şehre, Tuscany’e verildi. En önemli katkısı Katolikliğin Karşı-Reform sanat hareketine yöneliktir. Sanatçının patronu papalık ailelerinden olan Barberini ailesi için yaptığı ‘Allegory of Divine Providence and Barberini Power’ adlı tavan freskiydi. Bu açık gökyüzü efektli tavan çalışması salonda derinlik hissi veren sonsuzluğa uzanırmış gibi bir etkiye sahiptir.

Takdir-i İlahinin Zaferi

Artemisia Gentileschi:

1593-1654Orazio Gentileschi adlı sanatçının kızı olan Artemisia, 17. yüzyılın en ünlü kadın ressamlarındandır. Avrupa toplumunun en üst kademe isimleri için Roma, Venedik, Napoli ve London’da çalışmıştır.Roma’da doğan Artemisia 5 çocuklu bir ailenin en büyük çocuğudur. Artemisia’nın sanatına izleri yansıyacak şekilde tatsız bir olay başından geçmiştir; babasının ressam arkadaşlarından biri tarafından tecavüze uğramıştır. Tassi adındaki bu ressam her ne kadar Roma’da suçlu bulunup sürgün hükmü verilse de cezası hiçbir zaman uygulamaya sokulmamıştır. Bunun yerine, mahkemenin devamında Artemisia evlendirilmiştir ve hemen arkasından Roma’yı terk ederek Floransa’ya yerleşmiştir. Yaşadığı bu sarsıcı olayın sanatına yansıdığı tahmin edilmektedir. Burada 5 çocuğa sahip olan ressam bağımsız sanatçı olarak işine devam etmiştir ve Sanat Akademisine üyeliği kabul edilen ilk kadın olmuştur.

Yudit Holofernes’i Katlederken.

Annibale Carracci:

1560-1609Zamanının en hayran kalınası sanatçılarından olan Carracci aynı zamanda Barok tarzının en önemli yaratıcılarındandır ve İtalyan sanatının dönüşümüne büyük katkıları olmuştur. Kardeşi Agostino ve yeğeni Ludovico ile birlikte canlı modeller üzerinde, teorik çalışmaların yapıldığı bir atölye açmışlardır. Maniyerizm’in abartılı tarzını reddeden Carracci; Titian, Veronese, Correggio gibi Rönesansın büyük isimlerine dönüş yapmıştır. Carracci, klasik bir yaklaşım ile form ve renklerin sakin uyumunu benimsemiştir.Maniyerizm; Yüksek Rönesans sanatı oran, denge ve ideal güzelliği vurgularken, Maniyerizm bu nitelikleri abartır, bu nedenle sıklıkla asimetrik ve doğal olmayan zariflikte yapıtlar çıkar ortaya.Carracci 1580’ler boyunca Avrupa’daki en radikal ve yaratıcı eserleri çıkartır ortaya. Yalnızca doğadan esinlenmez sanatçı; aynı zamanda formdaki hareketi ve ışık etkisini yakalamak adına fırçasıyla İtalyan Barok tarzı için yepyeni bir tarz olan peyzaja yönelmiştir. Bu tarz resimlerde manzara ön plana çıkar. ”Two Children Teasing a Cat’’ adlı çalışması tür resmi tarihinde yepyeni bir döneme işaret eder. Carracci ailesi kendilerini büyük sanatsal geleneğin mirasçısı olarak görmüştür.

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın